Haber Arşivi

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ 2009-2010 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI AÇILIŞI VE ALTYAPI TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILDIK.

  • 30.09.2009
  • bozuyuktso

Bilecik Üniversitesi 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılı  açılışı ve alt yapı temel atma  töreni Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Sayın Yusuf  Ziya ÖZCAN’ın katılımı ile 30 Eylül 2009 Perşembe günü Bilecik Üniversitesinde yapıldı.

 

Törene katılan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversite giriş sınavıyla ilgili birinci aşamanın genel yetenek ve bilgi sınavı olacağını, ikinci aşamada konu bazlı testler yer alacağını, öğrencilerin konu alanlarından test edileceklerini söyledi.

           Prof. Dr. Özcan, Bilecik Üniversitesinin Gülümbe Yerleşkesi'ndeki spor salonunda düzenlenen yeni akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, üniversite giriş sınavının Türkiye'de sıkıntılı bir hal olduğunu ve oldukça fazla değişiklik geçirdiğini belirtti.

 

Bu konuda değişiklik yapmanın oldukça zor bir karar olduğunu, ancak bunun değiştirilmesi gerektiğine inandıklarını ifade eden Prof. Dr. Özcan, şöyle konuştu:

 

''Bunların birkaç nedeni vardı. Bunlardan biri sınavın bir oturumda yapılmasıydı. Ki öğrenciler sık sık dile getiriyorlar (kaderimizin 190 dakika içinde belirlenmesi hoş bir şey değil) diyorlar. Bence tamamen haklılar. Bir, o problemi yenmek, ortadan kaldırmak istedik, ikincisi de öğrencilerin meslek seçiminde biraz daha ilgi alanları bazında seçim yapmalarını uygun gördük. Onun için iki aşamalı sistem en ideal sistemdi. Birinci aşama genel yetenek ve bilgi sınavı olacak, ikinci aşamada konu bazlı testler yer alacak, öğrenciler konu alanlarından test edilecekler. Bugünlerde Milli Eğitim Bakanlığımızla imtihanın yapılma şekli üzerinde duruyoruz. Acaba ikinci kısmı iki günde mi yapsak veya bir günde, sabah bir öğleden sonra bir oturum şeklinde mi yapsak? Eğer iki günde yapacaksak ikinci günü iki hafta sonuna mı yaysak gibi konularla ilgili kendilerinden yardım istedik. Onlar da bir anket çalışmasıyla bizim sorduğumuz sorulara cevap vereceklerini ilettiler. Yakında sınavın uygulanış şekliyle ilgilide velilerimizden ve öğrencilerimizden aldığımız geri dönüşler sayesinde çok iyi bir fikrimiz olacak. Bir ay içinde sanırım bu çalışma bitmiş olur. 

 

''KAT SAYI MESELESİNİ HALLETTİK''

 

Listelerinde o kadar önemi olmayan bir diğer meselenin de kat sayının kaldırılması olduğunu belirten Prof. Dr. Özcan, ''Bunu mesleki ve teknik eğitim ile yeniden yapılandırma çerçevesinde ele almıştık. Her meseleyi gözden geçirdiğimizde kat sayı bir duvar gibi karşımızdaydı. Gerçekten kaldırılması gerekiyordu. Çünkü son on yılda mesleki ve teknik eğitimdeki gelişmelere bakarsanız bir defa kalite olarak bu meslek okulların, teknik okulların kalitesinin sıfıra indiğini görürsünüz. Çünkü sınavsız öğrenci alıyorlardı'' dedi.

 

Azalan sayıların alarm verdiğini, Türkiye gibi kalkınmakta olan bir ülke için mesleki ve teknik eğitime giden öğrenci sayısının azalmasının alarm verici bir durum olduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan, ''Bunu düzeltmek için derhal bu kat sayıdan kurtulmak gerektiğini düşündük ve hallettik. Danıştaya dava açıldı. Dava sonucuna göre ülkemizin ihtiyacı olan mesleki ve teknik personele kavuşabiliriz diye düşünüyoruz'' diye konuştu.

 

ÖĞRETİM ÜYELERİMİN ÖZLÜK HAKLARI

 

Öğretim üyelerinin özlük haklarının 10-12 yıl öncesiyle, başka meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında çok iç açıcı olmadığını belirten Prof. Dr. Özcan, şöyle konuştu:

 

''Bizimle aynı ücreti alan bazı meslek grupları bugün bize 1500 ile 2 bin lira arasında fark atmışlardır. Başbakanımızın da her yerde ifade ettiği gibi yüksek öğretimin ne kadar önemli olduğuyla ilgili sözler, maalesef öğretim üyelerinin maaşlarına yansımamaktadır. Bir kriz döneminden geçtiğimizi biliyoruz. Biz de hükümetten sadece öğretim üyeleri için bir iyileştirme yapmalarını istemiyoruz. Bunu istersek başka grupları da tetikleyeceğini biliyoruz. Onun için ben bu isteğimi sık sık yeniliyorum. Bizim istememiz başka grupları da ister hale getirecek. Bu da çözümsüzlüğe yol açacaktı. Onun için biz YÖK'te bu sorunu başka bir şekilde nasıl halledebiliriz diye düşünmeye başladık ve bulduğumuz çözüm de şudur; öğretim üyelerimizin özlük haklarını performansa dayalı kredilendirme sistemi içinde iyileştirme kararı aldık. 

 

Bir öğretim üyesinin yaptığı bütün işleri listeleyeceğiz. Her işin bir puanı olacak. O puanın da bir para çarpanı olacak. Örneğin bir öğretim üyesi 200 puan toplarsa, çarpanı da 10 olursa önümüzdeki yıl, onu takip eden yıl, her ay 2 bin lira gibi ek gelir elde edebilecek. Bu diğer meslek gruplarının iştahını kabartmayan bir çözümdür. Onlar da performansa dayalı doktoralarını yapıyor. Onlar da böyle bir sisteme geçerlerse geçsinler. Ama bizim böyle bir sisteme geçemememiz için hiçbir neden göremiyorum. Bununla uğraşıyoruz. Bu da tasarı halinde TBMM'dedir. Meclisten geçtiği taktirde öğretim üyelerimizin özlük haklarına ilişkin çok zamandır beklediğimiz iyileştirmeyi yapmış olacağız. Bu da sevindirici bir durum olacaktır.''

 

YABANCI DİL EKSİKLİĞİ

 

YÖK'te uğraştıkları bir diğer sorunun ülkedeki yabancı dil eksikliği olduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan,sözlerini şöyle sürdürdü: 

 

''Bunu radikal çözümle halledelim dedik. Çok da fazla çözüm yoktu. Çünkü bu dil öğrenmek küçük yaşlarda başlayan bir şey. Üniversite çağında lisan öğretmek çok kolay olmuyor. Uzaktan eğitim metotlarını kullanarak halledelim diye düşündük. Dünyada uzaktan eğitim yapan 11 tane firma var. Bunları YÖK'e davet ettik. Bize sunuşlar yaptılar. Bunlardan iki tanesi çok iyi göründü. Bizimle çalışabilecek bir intiba bıraktılar. Bu iki firmayla görüşüyoruz. Yani istediğimiz şudur; bunlar 24 saat haftanın 7 günü açık olan çağrı merkezleri bulunan komple programdır. Bu iki bin saatlik materyali 4'e bölelim, bunun ilk bölümü olan 500 saat birinci sınıfta, geri kalanlarla 4 yıl içinde bu programı bitirsinler ve mezun olduklarında Avrupa topluluğunun İngilizce dil sertifikasını alalım. Ve bu üniversitelerin giriş puanı olan 550 puanı eski sistemde almalarını bekleyelim. Bunu bu yıl iki üniversitemizde pilot çalışma olarak denemek istiyoruz.''

 

Başarılı olunması durumunda bu programı değiştirip ilkokula giden öğrencilere uyarlamayı ve orada başlatmayı planladıklarını ifade eden Prof. Dr. Özcan, şunları söyledi:

 

''Milli Eğitim Bakanlığımız ile bu konuda bir anlaşmaya vardık. Onlar daha önce böyle bir sistemi denemişler ama başarılı olamamışlar. Bunu ülkemizde yapan çok iyi firmalar var. Mesela çocukları olan öğretim üyelerimiz bilir, o vitamin denilen program, müthiş bir programdır. Amerika'da ödül kazandığını biliyor musunuz? Hindistan'a satılmak üzeredir. İşte en büyüklerinden olan Hindistan'a bir Türk firması software satmak durumundadır. Bunu yapabilirsek büyük bir hendeği aşmış olacak. Bizim için bir üniversitelinin yabancı dil konuşamaması gerçekten bir rahatsızlıktır.''

 

Bunların yanında iki yıllık hemşirelerin dört yıllık statüye kavuşturulması konusunun bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan, ''Önümüzdeki on yılın daha ilerisini düşünüyoruz. Çok iyi bir Çin atasözü var; (eğer ki bir daha ki yıl için bir şey yapmak istiyorsanız, buğday ekin. Eğer on yıl sonrasını düşünerek bir iş yapmak istiyorsanız ağaç dikin. Eğer yüz yıl sonrasını düşünerek bir iş yapmak istiyorsanız eğitime önem verin). Biz hiç değilse önümüzdeki 20 yılı garanti edecek iyi bir eğitim sistemini oluşturmanın peşindeyiz'' dedi.

 

Toplam 5,2 milyon liraya ihale edilen altyapı inşaatının temelini Vali Musa Çolak, AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz, YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Cumhuriyet Başsavcısı Harun Yılmaz, YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Solak ve Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan birlikte attı.

 

Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan da uzmanlığa, bilime, üniversite değerlerine ağırlık veren bir eğitim anlayışıyla araştıran, sorgulayan, toplumla paylaşan bir üniversite olma yolunda, en geç 10 yıl içinde Türkiye'nin ilk 20 üniversitesinden biri olmak hedefini taşıdıklarını söyledi.

 

Konuşmaların ardından, Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüne atanan Prof. Dr. Hasan Hilmi Hacısalihoğlu'na, 2008 yılında uluslararası indekslerde yayınları bulunan öğretim üyelerine ve 2008-2009 akademik dönem bölüm birincisi öğrencilere ödülleri verildi.

 

Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'a, üzerinde üniversitenin ambleminin bulunduğu birer tabak ve fincan takımı hediye etti.

 

Söğüt Yaren ekibinin halk oyunu gösterisinin ardından Bilecik Üniversitesi Yerleşkesi altyapı inşaatının temeli törenle atıldı.

 

Tören, yerleşkeye YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan adına çam fidanının dikilmesiyle sona erdi.

 

Bozüyük Ticaret ve Sanayi Odası adına tören Meclis Başkanı Osman TEKELİ, Meclis Şeref Üyesi Mustafa ÖZTÜRK ve Oda Genel Sekreteri Bedri ÖZTÜRK katıldılar.

 

 

 

30/09/2009

BOZÜYÜK

TİCARET VE SANAYİ ODASI

  • BİLECİK ÜNİVERSİTESİ 2009-2010 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI AÇILIŞI VE ALTYAPI TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILDIK.

Bozüyük Ticaret ve Sanayi Odası Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Aydınlatma Metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Devam etmeniz halinde, kabul etmiş olursunuz.

Tamam
Whatsapp ile İletişime Geç